Gezilecek Yerler

Bozyazı Plajı ve Çevresinde yapılabilecek aktivite ve gezinti noktalarını sizler için derledik.

Anemurium Antik Kenti

Anemurium Antik Kenti

Anemurium Antik Kenti

19'uncu yüzyılda İngiliz donanmasından Albay Francis Beaufor’un bu kıyılarda yaptığı keşif gezisiyle tanınmıştır. Anemurium’da ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kentin adı bir liman listesinde geçtiği için onun İÖ 4'üncü yüzyılda var olduğu söylenebilmektedir. İS 1'inci yüzyılda gelişmeye başlayan Commagene Krallığı’nın bir bölümü olan Anemurium ‘da Kral IV. Antiokhos'un sikkelerinin basıldığı bilinmektedir. Kenti çevreleyen surlar bu dönemde yapılmıştır. Antik kent zikzaklı sur duvarlarıyla çevrili olup, kale içindeki yerleşim tepeden denize inen bir duvarla ikiye ayrılmıştır.

Mamure Kalesi

Mamure Kalesi

Mamure Kalesi

Akdeniz kıyı şeridinde günümüze oldukça sağlam ulaşabilmiş Türk kalelerinden birisidir. Yüksek kayalıklar ve düzlükler üzerine kurulmuş olan Mamure Kalesi birçok Anadolu kalesi gibi antik temeller üzerine inşa edilmiştir.

Nagidos Adası

Nagidos Adası

Nagidos Adası

Ada Sini Çayı’nın denize döküldüğü yerin hemen doğusunda ve Paşabeleni Tepesi’nin güneyinde yer almaktadır. Nagidos kentinin kalıntıları yer almaktadır. Korsan adası Nagiduda kıyıya oldukça yakındır.

Softa Kalesi

Softa Kalesi

Softa Kalesi

Fidik denilen tepenin üzerinde bulunur. Kale, ilçe merkezine yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Bizans döneminde onarım gören kale, çok sayıda sarnıca sahiptir. Bizans ve Roma dönemlerine tanıklık etmiş olan kalenin Geç Roma Dönemi’ne kadar uzanan küçük bir de hamam bulunmaktadır.

Dikilitaş Tabiat Parkı

Dikilitaş Tabiat Parkı

Toslaklar Koyu gibi doğa ile iç içe olmayı sevenler için Dikilitaş Tabiat Parkı, bir saklı cennettir. Bozyazı’nın Kaledibi Mahallesi’nde yer alan park, yaklaşık olarak 33.5 hektarlık alana yayılmış olup, yemyeşil bir ormana ev sahipliği yapmaktadır. Orman içerisinde Akdeniz mevsimine özgü endemik bitki türlerinin yanı sıra kızılçam, yaban mersini ve defne gibi ağaç türleri yer almaktadır

Tekne Turu

Tekne Turu

Mersin tekne kiralama turu ile Mersin’in en güzel koylarını yakından görmeye ne dersiniz? Birbirinden etkileyici manzaraları ve kusursuz denizi ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Mersin’de eşsiz bir tatil sizleri bekliyor. Tekne ile kusursuz bir tekne tatilinin tadını çıkarabiliyor ve unutulmaz günler geçirebilirsiniz.

Neden Bozyazı?

Bozyazı’nın doğal güzellikleri ile diğer herhangi bir Akdeniz ilçesine benzese de, kendine özgü mikroklima sayılabilecek ılıman bir iklime sahiptir. Bu sayede ekonomisi şekillenmiştir ve halen piyasa koşullarına cevap verecek nitelikte bilinçli tarım yapılmaktadır.
Bozyazı’yı özel kılan özgün ikliminin yanı sıra, küçük bir ova görünümündeki düzlük alanı da diğer Akdeniz ilçelerine kıyasla nispeten dar ve sınırlıdır. Verimli toprakları Toros Dağlarına kadar uzanır. Dağ yollarından ulaşılan irili ufaklı yaylaları, modern hayatın etkileriyle eski önemini yitirmiş ancak halen yöre halkının güncel bir tercihidir. Yaylalarda halkın geçimi yine tarımla ve farklı olarak hayvancılıkla da sürdürülmektedir. Yayla yerleşimleri birbirine daha yakın evler ve mahalleler olarak göze çarpar. Elma, ceviz, kiraz ve üzüm bağları da görülebilen Bozyazı yaylaları, ilçe merkezine 35-60 km arası değişen uzaklıklardadır. Yaylalarda sosyal hayat yaz mevsimiyle sınırlıdır.
Bozyazı, coğrafi konumu nedeniyle, komşusu olan ilçeler Anamur ve Aydıncık gibi bakir kalmıştır. Yol sorunu son yıllarda sona yaklaşan yol çalışmalarıyla büyük ölçüde çözülmüştür. Gazipaşa Havaalanı da artan yurtiçi ve yurtdışı sefer olanaklarıyla, dünyanın belli başlı merkezlerine ilçemizi yaklaştırmıştır. Şehirlerarası otobüs seferleri üç büyük şehir başta olmak üzere, belli başlı hemen tüm şehirlere mevcuttur.
Siz de Bozyazı ve Anamur tatillerinizi sevdiklerinize anlatın, çünkü bu bölge turizm alanında yeni konuklar ve konaklamalarla hem tesis hem hizmet kalitesi ve değeri olarak çok daha iyi bir duruma gelecektir.

 

Anatolia Suit Otel

Otelimiz 2016 yılının Ağustos ayından beri değerli müşterilerimize hizmet vermektedir. Butik hizmet ve müşteri dostu bir anlayışı benimseyerek çıktığımız yolda, ilk 5 yıllık süreçte müşteri portföyümüzü genişletebilmeyi başardık. Gerek iş amaçlı, gerek yol üzeri konaklamalar ve gerek de tatil amaçlı seyahatlerinde konuklarımıza yüksek bir konfor ve sakin bir konaklama ortamı sunmayı amaçladık.
Kuşkusuz hep daha iyisi olması heyecanı ile sunduğumuz hizmet kalitesini siz değerli konuklarımıza iletebilmeyi başardık.
Giderek çeşitlenen otel olanakları ve etkinlikleriyle müşterilerimizin beğenilerine ve değerlendirmelerine şimdi daha da hazırız.

Bozyazı

Bozyazı’nın tarihi hakkında sınırlı bilgiler vardır. Tarihi adı Nagidos olan bölge Mısır, Bizans ve Selçuklu dönemlerine ait eserleri barındırır. Her dönemde ticaret merkezi olmuş eski bir liman kentidir. Eski merkezi hemen batısındaki Paşabeleni Tepesi’dir. Tepenin üst kısımlarında günümüze ulaşan en önemli kalıntıların sur kalıntılarıdır, ayrıca Sini Çayı üzerinde Roma zamanında yapıldığı bilinen yıkık bir köprü de vardır.
Eski adı Nagidos olan Bozyazı, şimdilerde tamamen bir tarım yerleşimidir. Tarım, uygun iklimi sebebiyle her ürünü yetiştirmeye uygun olsa da, Bozyazı halkı 90’lı yıllardan itibaren giderek artan şekilde ağırlıklı olarak muz başta olmak üzere, tropikal meyvelerin yetiştiriciliğine yönelmiştir. Özellikle son yıllarda muzun yanı sıra, avokado, ejder meyvesi, papaya ve diğer meyveler de denenmeye başlamıştır.
Sahil genel olarak el değmemiş yapısıyla tamamen doğal, kısmen taşlı ve kısmen kumlu bir yapıdadır.
Sahilde plaj, kafe ve restaurant hizmeti veren işletmeler sayıca az olmakla birlikte, bu işletmelerde balık çeşitleri, pratik et menüleri, yerli-yabancı içecekler ve aperatif yiyecekler bulunabilir.

 
Bozyazı 1988 yılında ilçe olmuştur ve Mersin’e 220 km uzaklıkta, doğusunda Aydıncık ve Gülnar, batısında Anamur, kuzeyinde Ermenek ilçeleriyle çevrili olup, güney komşusu ise Akdeniz’dir.

 

Softa Kalesi

Fidik denilen tepenin üzerinde bulunur. Kale, ilçe merkezine yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Bizans döneminde onarım gören kale, çok sayıda sarnıca sahiptir. Bizans ve Roma dönemlerine tanıklık etmiş olan kalenin Geç Roma Dönemi’ne kadar uzanan küçük bir de hamam bulunmaktadır. Son olarak Karamanoğulları döneminde iskân edilmiştir. Yine bir diğer antik kent olan Arsinoe’ ye kadar uzanır.

 

Mamure Kalesi

Akdeniz kıyı şeridinde günümüze oldukça sağlam ulaşabilmiş Türk kalelerinden birisidir. Yüksek kayalıklar ve düzlükler üzerine kurulmuş olan Mamure Kalesi birçok Anadolu kalesi gibi antik temeller üzerine inşa edilmiştir.
Büyük kesme taşlardan yapılmış olan antik temellerin hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı tam tespit edilememiştir. Kale, yüksek duvarlarla ayrılmış doğudaki iç avlu, batıdaki dış kale ve bunların güneyindeki kayalıklar üzerine inşa edilmiş iç kale olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır.
39 kulesi, su sarnıçları, camisi ve dışında hamamı bulunan kalenin etrafı 10 metre genişliğinde savunma amaçlı hendekle çevrilidir. Kale duvarlarının alt kısımları geniştir. Üst kısımları yukarı doğru daralmaktadır. Duvarlar ve burçlar yapılırken, çeşitli taşlar ve Horasan harcı kullanılmıştır. Giriş kapıları ve bazı pencerelerin kemerleri ile duvar köşelerinde kesme taş kullanılmıştır. Daha geç devirlerde yapılan onarım ve eklentilerde tuğla kullanılmıştır. Çift katlı olan kale duvarları içerisinde birbirleri ile bağlantılı olan galeriler bulunmaktadır.
Üst kattaki burçlara ve seyirdim yerlerine merdivenlerle ulaşılmaktadır. Kalenin güneyinde sahil kenarında baş kale olarak adlandırılan kalın ve yüksek gözetleme kulesinden başlayarak, dairesel ve dört köşe formlarında baş kale ve köşe burcunun yanında üstü tamamen yıkılmış olan Fener Kulesi bulunmaktadır. Dış kalede merkezi planlı, tek kubbeli bir cami ve çeşmesi, depolar, sarnıçlar ve askerlerin iskan yerleri olması muhtemel yapılar bulunmaktadır. Bazı yayınlarda kale içinde Hüseyin Gazi’ye ait türbeden söz edilmektedir.16’ncı yüzyıl Osmanlı mimarisinin klasik ögelerini taşıyan caminin ilk yapılışı Karamanoğulları Dönemi’ne aittir.
Bugün kullanılan giriş yeri kalenin esas giriş yeri değildir. Asıl giriş kapısı iç avlunun kuzeyinde, dört köşe planlı, iki kule arasında kalan yerdir. Üzerinde altı satır kitabesi bulunmaktadır. Kitabede özetle “Karamanoğlu Alaaddinoğlu Mehmet oğlu Sultan İbrahim inşa etti. Mamure Beldesi ve kalesi savaş için yardım edilen köşedir. Korunan yerleşim yeri Allah yolunda hediye olarak cihat için onun yardımı ile tamam oldu. Allah’ın nimetlerinden verdiği uyanıklık ve doğru yolu gösterdiğinden şükürler olsun. Bu tarih Mükerrem Şevval ayında 854 yılında yazıldı.” denilmektedir. Giriş kapısını dışarıya bağlayan ve hendekten kaleye girişi sağlayan köprü bugün bulunmamaktadır.
Kalenin su ihtiyacı ana giriş kapısının kuzey doğusundaki burcun olduğu yerde bulunan ve hendek üzerinde iki sivri kemerle geçişi sağlayan su yolu ile sağlanmaktadır. Kalenin kuşatılması halinde su ihtiyacı kalenin değişik kesimlerinde yer alan sarnıçlardan da temin edilmiştir. Kale ve çevresinde İ.S. 3 ve 4’üncü yüzyıllarda fazla önemi olmayan Roma yerleşimi olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin kuzeyinde ise bir hamam kalıntısı vardır. 1988 yılında Anamur Müze Müdürlüğü’nce yapılan kurtarma kazıları sonucunda; moloz taştan, araları Horasan harçlı olarak inşa edilmiş, tabanları mozaik döşeli, hamam ve konut olduğu sanılan mekanlar ortaya çıkarılmıştır. Bu kalıntıların Rigmonai Antik Kenti’ne ait olduğu sanılmaktadır. Kurtarma kazısı sırasında Geç Roma Dönemi’ne ait bol miktarda seramik parçalarına rastlanmıştır.
Anamur ve Taşeli’nin Hıristiyanlar tarafından işgal edilip, tahrip edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirmiş, kiliseleri yıkıp yerine cami yapmış ve kaleyi mamur edip, adını Mamuriye koymuştur. Kalenin daha sonra 16’ıncı yüzyıl ortalarında ve 18’inci yüzyıl sonlarında yeniden onarım gördüğü ve kaleye yeni eklentiler yapıldığına dair belgeler bulunmaktadır. Son olarak 1960’lı yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce onarım yapılmıştır. Kalenin işçiliği ve yapım tekniği Alanya Kalesi’ni hatırlatmaktadır.


Nagidos Adası

Ada Sini Çayı’nın denize döküldüğü yerin hemen doğusunda ve Paşabeleni Tepesi’nin güneyinde yer almaktadır. Nagidos kentinin kalıntıları yer almaktadır. Korsan adası Nagiduda kıyıya oldukça yakındır.
Arsinoe Antik Kenti (Maraş Harabeleri)
Eski Çağ coğrafyacısı Strabon, burayla ilgili bilgileri aktarırken; “Anemurium’dan sonra ilk kent olan Nagidos’a sonra bir demir atma yeri bulunan Arsinoe’ye gelinir” demektedir. Şehrin kuruluşu hakkında ve komşu Nagidos Kenti ile ilişkileri hakkındaki bigiyi yine Mersin Müzesi’nde sergilenen yazıttan öğrenmekteyiz. Bu yazıttan, şehrin ilk kez İ.Ö. 270 yıllarında AspendosluAetos’un zamanında kurulduğu anlaşılmaktadır. Aetos’un, Mısır kralı II. Ptolemais’in karısı aynı zamanda kızkardeşi adına kurduğu bu kent, kral, karısı ve kız kardeşinin “Kutsal Kenti” olarak anılmıştır. Akdeniz kıyılarında kurulan birçok şehre Arsinoe adı verilmiştir. Bilinen dört Arsinoe antik kenti içinden Bozyazı’da bulunan Arsinoe kenti, II. Arsinoe adına inşa edilmiştir. Yazıtta komşu kent Nagidos’la aralarında çıkan sınır anlaşmazlığının giderildiği ve iki nüsha hazırlanan yazıtın Nagidos’ta Afrodit Tapınağı’na, Arsinoe’de ise kapalı kutsal bir alana yerleştirildiğinden bahsedilmektedir.
Doğu -batı limanları bulunan Arsinoe’nin çevresinde arazinin eğimine uyan kale surları yer almaktadır. Bunlardan kulelerle takviyelendirilmiş olan batı duvarları oldukça sağlam durumdadır. Antik kent içinde birçok yapı kalıntısı tamamen tahrip olmuştur. Anemurium’da gördüğümüz mezar yapılarını andıran iki katlı, tonozlu, bazılarının üst örtülerinin mozaiklerle süslü olduğu mezar yapıları burada da dikkat çekmektedir. Erken Bizans Dönemi’ne ait sadece temel izleri kalmış üç kilise tespit edilmiştir. Ören yerinin kuzeydoğusunda bulunan kilise ile doğusunda bulunan kesme ve moloz taştan inşa edilmiş bazilika, plan özelliklerini koruyarak zamanımıza kadar gelmiştir. Yan yana sıralanmış Roma-Erken Bizans Dönemleri’ne ait evler vardır. Ancak bunların arasında net bir şekilde Roma Evi diyebileceğimiz yapılar yoktur. Arsinoe 6’ncı yüzyıl başlarında piskoposluk olmuştur. Erken Orta Çağ’da terk edilmiş ve tekrar yerleşim görmemiştir.
Arsinoe antik bir liman kentidir. Bozyazı merkeze uzaklığı 2km‘dir. Maraş Tepesi de denilen bu
bölgede iki katlı mozaik döşenmiş mezarlar ve yapı kalıntıları bulunur. Mısır kralı Ptolemaios’un eşi
Kraliçe Arsinoe’nin adını taşımaktadır. M.Ö. 3.yüzyılda kurulduğu düşünülmekte olan kentte
tarihi kalıntılar ve mozaikler mevcuttur.


Çaltı Mağarası

İlçe merkezine 40 km uzaklıkta, Lenger Köyü’nde bulunmaktadır. Rakım 1200 metre olan Çaltı
Mağarası oldukça büyük bir mağaradır. Bulunduğu alan ormanlık bir alan olup, mağara sarkıtları ve
dikitleriyle görülmeye değer bir Bozyazı değeridir.

Kaynak: Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü


Anemurium Antik Kenti

19’uncu yüzyılda İngiliz donanmasından Albay Francis Beaufor’un bu kıyılarda yaptığı keşif gezisiyle tanınmıştır. Anemurium’da ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kentin adı bir liman listesinde geçtiği için onun İÖ 4’üncü yüzyılda var olduğu söylenebilmektedir. İS 1’inci yüzyılda gelişmeye başlayan Commagene Krallığı’nın bir bölümü olan Anemurium ‘da Kral IV. Antiokhos’un sikkelerinin basıldığı bilinmektedir. Kenti çevreleyen surlar bu dönemde yapılmıştır. Antik kent zikzaklı sur duvarlarıyla çevrili olup, kale içindeki yerleşim tepeden denize inen bir duvarla ikiye ayrılmıştır.